Powered By Blogger

24 Haziran 2015 Çarşamba

bu sabah aklıma gelen düşünceleri sizlerle paylaşmak istiyorum..


Yanlış anlaşılmaktan neden korkarız .. Ve yanlış anlaşılmayalım diye kendimizi türlü şekillerde ifade etmeye çalışırız .. Yanlış anlaşılırsak ne olur .. Peki yanlış anlaşılma nedir ..


Sen kendini , ruhunu , Özünü kalbinden geldiği şekilde ifade ettiğinde neden korkasın?? Seni sevmezler mi ? Onlara kendini ifade ettiğin zaman mı onlar seni sevecek ya da sen kendini "oh be sonunda anlatabildim kendimi, artık rahatım .. Yeniden sohbet ederlerim , gülüp eğleniriz" mi diyorsun..


ya da "neden beni anlamıyorlar , neden kendimi ifade edemiyorum.. neden neden "diye kendini sorgulayıp isyan mı ediyorsun..


ve şimdi tekrar baştaki sorulardan bir kaçına döneyim.. yanlış anlaşılma  çok özet olarak bizlerin "ali" dediğini karşı tarafın "Ahmet "olarak ALGILAMA sıdır.. kendi kişisel geçmişinde yaşadığı kayıtların benzerini yaşayarak benzer olaya benzer tepki vermesidir. olaya tek pencereden bakmasıdır. kendi bakış açısından...


peki biz neden kendimizi ifade etmek için zorlarız.. "yanlış anlarsa anlasın" diyemiyoruz.. yanlış anlaşılma korkumuzun altında yatan nedenler neler.
  • sevilmez miyiz,
  • yargılanır mıyız,
  • dışlanır mıyız,
  • yalnız mı kalırız
  • ego muz mu sarsılır
  • gülerler mi
  • dalgamı geçerler
peki bu durumlarla karşılaştığımız da ne yaparız; ya oluruna bırakır "eyvallah" deriz (ki bence en güzeli budur) ya da "hayıııır öyle demek istemedim" diyerek başlayıp illaki karşı tarafa kendimizi anlatmaya uğraşırız.. "anla beni lütfen anla, hayır öyle değil, yanlış anlıyorsun , öyle demek istemedim, neden bu şekilde anlıyorsun" deriz.. ve tepinir dururuz yerimizde anla beni diye :))


eğer böyle bir durumunuz varsa bırakın herkes sizi nasıl anlıyorsa anlasın.. asıl siz kendinizi nasıl anlıyorsunuz.. konuşurken ; kalbinizle bir misiniz ? kalpten çıkanla söze dökülen aynı mı ?
özünüz ruhunuz rahat mı ? her zaman hatırlayın; kim ne derse desin, sizi nasıl anlarsa anlasın O'na karşı kalbiniz vicdanınız rahat mı ? gerisi önemli değil.. ve bir bakıma eğer neden diye sorguluyorsanız aslında O'na isyan ediyorsunuz. "beni neden böyle yarattın, neden anlamıyorlar " diye isyanda oluyorsunuz..


hatırlayın, her olan olayda bir hayır vardır.. kim bilir belki de öğreneceğimiz durumlar vardır.. ne O'na isyanda bulunun ne de kendinizden taviz verin.. ruhunuz, vicdanınız rahat ise.. ve sevgide kaldığınız sürece her şey yolunda..


özünüze her zaman saygı ve sevgi duyun..


hala nefes alıyor ve bu satırları okuyorsanız, hala yapacak işleriniz var demektir.. kendi hayatınızın kahramanı olun..


sevgilerimle...





22 Haziran 2015 Pazartesi

unutmuşum..


gülümseyerek başlıyorum yazıma. ben bir insanın , kulum ve hiçim..her ne kadar her şeyi oluruna bırakan biri olsam da her şey tam ve eksiksiz olsun diyen ve mükemmelliyetçi yapıya sahip bir insanım..

 

bugün günah çıkarma günüm.. ve ben bir spritiüel yaşam koçuyum, astrolojiye ilgili olan, konu ile ilgili eğitim almış ancak harita yorumlamaktan çekinen ( bişeylerin eksik olduğunu hissediyorum ve yine tam olmasını isteyen biri olmamdan kaynaklı bir durum) biriyim..

 

eğitim alırken; yaşam koçları, spritüel yaşam koçları, enerji çalışmaları yapanların hiç mi sorunları yok , hep mi tevekkül halinde oluyorlar, hiç mi dibe vurmuyorlar diye düşünmüştüm. oluyormuş. onların da insan olduğunu unutmuşum :) ve tabi kendiminde insan olduğunu her daim tekamül halinde olduğunu unutmuşum..

 

eskiden , spritüel yaşam koçu olmanın verdiği sorumlulukla her zaman dimdik ayakta , mutlu , sorunsuz olmak gerektiğini düşünürdüm.. halbuki robot değiliz ki biz.. insanız :)

 

bizlerde dibe vurabiliyoruz, bizlerinde sorunları olabiliyor, ağladığı, mutsuz olduğu durumlar oluyor.. hatta bazen kendimi yetersiz hissettiğim zamanlarda oldu.. gelen her danışanımın bana kattığı öğrettikleri oldu.. çünkü hepimiz birbirimizin aynasıyız.. yaşadığım deneyimlerin de ışığı ile yeniden güneşi görmeye başladım ve düşündüm , O'nunla konuştum..

 

şu sıralar kendimi pek iyi hissetmediğim zamanlar.. o yüzden pek spritüel olamayacağım:) böyle zamanlarda kendimi yorgun ve mutsuz hissediyorum ve  sadece dua ediyorum.. sizde deneyin " Yüce Rabbim, ruhumun bedeninim ve zihnimin yeniden dengeye gelmesi için şifalanmayı diliyorum "

 

dibe vurmadan yukarı çıkılmıyor.. ve tüm olumsuzluklarımı kabul ederek onlarla sevgiyle kucaklaşarak özgürleştiriyorum kendimden..

 

bunları yazmak kimine göre cesaret, kimine göre gereksiz kimine göre ise acizlik zayıflık olabilir. Herkesin algısı , bakış açısı farklı .. her kim ne düşünürse düşünsün hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.. ve tabi kendimi de kucaklıyorum..

 

bu duygularda bana ait. Kollektif bilinç.. herkeste olan duygular ve durumlar.. bunları yaşıyorsam eminim ki benden bir tane daha vardır aynı duyguları yaşayan..

 

her kim bu ve benzeri duygu yoğunluğuna girmiş ise.. sakince beklesin ve nefes alsın.. düşüncelerinizi kontrol edin, negatifleri iptal edip yerini pozitife çevirin.. ve yeniden nefes alın.. gülümseyin kahkaha atın.. hala hayatta iseniz yapacak çok şey var demektir.. hayat oyununda rolünüz devam ediyor.. hakkını verin ve hayatınızın kahramanı olun J